بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

تَنزِيلٗا مِّمَّنۡ خَلَقَ ٱلۡأَرۡضَ وَٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلۡعُلَى ٤

Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından indirmedir.

– İbni Kesir

ٱلرَّحۡمَٰنُ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ ٱسۡتَوَىٰ ٥

Rahman, Arş'a hükmetmiştir.

– İbni Kesir

لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَمَا تَحۡتَ ٱلثَّرَىٰ ٦

Göklerde, yerde, ikisinin arasında ve toprağın altında bulunanlar O'nun.

– İbni Kesir

وَإِن تَجۡهَرۡ بِٱلۡقَوۡلِ فَإِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ وَأَخۡفَى ٧

İstersen sen sözü açığa vur, şüphesiz ki O; gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

– İbni Kesir

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰ ٨

Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. En güzel isimler O'nundur.

– İbni Kesir

وَهَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ٩

Ve sana Musa'nın haberi geldi mi?

– İbni Kesir

إِذۡ رَءَا نَارٗا فَقَالَ لِأَهۡلِهِ ٱمۡكُثُوٓاْ إِنِّيٓ ءَانَسۡتُ نَارٗا لَّعَلِّيٓ ءَاتِيكُم مِّنۡهَا بِقَبَسٍ أَوۡ أَجِدُ عَلَى ٱلنَّارِ هُدٗى ١٠

Hani o; bir ateş görmüştü de ailesine: Durun, ben bir ateş gördüm. Size ya ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum, demişti.

– İbni Kesir

فَلَمَّآ أَتَىٰهَا نُودِيَ يَٰمُوسَىٰٓ ١١

Ateşin yanına gelince; kendisine: Ey Musa, diye seslenildi.

– İbni Kesir

إِنِّيٓ أَنَا۠ رَبُّكَ فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوٗى ١٢

Şüphesiz ki senin Rabbın Benim, Ben. Pabuçlarını çıkar. Zira sen mukaddes vadide, Tuva'dasın.

– İbni Kesir

وَأَنَا ٱخۡتَرۡتُكَ فَٱسۡتَمِعۡ لِمَا يُوحَىٰٓ ١٣

Ve ben; seni seçtim. Öyleyse vahyolunanı dinle.

– İbni Kesir

إِنَّنِيٓ أَنَا ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعۡبُدۡنِي وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِذِكۡرِيٓ ١٤

Şüphesiz ki Ben; Allah'ım. Benden başka hiç bir ilah yoktur. Öyleyse Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu